AK Parti her seçimden ders alacağını ifade ediyor ama seçim sonrasında ise bir türlü beklenen dersi almıyor.
Mahalli idare seçimleri AK Parti için büyük bir mesaj vermişti. AK Parti hiç beklenmeyen belediyeleri kaybetmişti. Buraları muhalefetin kazanmadığından ve kendisinin kaybettiğinden dahi haberdar değil. Ekonomik zorluklar, emeklilerin durumu vb. sorunlar işin garnitür kısmı. Vatandaş kendisinin kandırıldığını uzun süredir düşünmeye başladı. Ancak muhalefetten gerekli ışığı göremediği için de AK Partiden vazgeçemiyor. Anlayacağınız muhalefetten gerekli ışığı görürse AK Partinin gözünün yaşına bakmaz.
AK Parti muhalifleri daha fazla konuşturmaya teşvik ederek eksiklerini görme ve giderme yerine onları susturmayı tercih ediyor görünümü ve algısı gittikçe yaygınlaşıyor. Fatih Altaylı'nın tutuklanması bu işin tuzu biberi oldu.
AK Parti bir türlü istenen fabrika ayarlarına dönemiyor belki de dönmek istemiyor. Konuştuğumuz AK Parti yetkilileri sorunun kaynağını biliyor ama seslerini çıkarmanın bedelini bildiği için sessiz kalmanın konforunu yaşıyor. İkili konuşmalarda gündeme getirilen konular yetkili kurullarda dillendirilemiyor.
Konuşanların başına gelenler ortada iken sessiz kalmanın konforu elbette tercih ediliyor.
Öyle bir noktaya gelindi ki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek kötü adam oldu çıktı. Bazılarının elinden gelse hemen kapı dışarı ettirecekler. Hiç kimse Şimşek'in yıllar önce yaptığı uyarıları hatırlamak istemiyor. "Çatının tamir edilmesi gerekiyor" sözünü hatırlayanlar yok gibi. Ağzını açan faizlerin yüksekliğinden dem vuruyor. İyi de bundan önceki süreçte neler yaşandığına dair kimse söz söyleyemiyor. Şimşek öncesi uygulanan ekonomi politikaları, Lütfi Elvan'ın orta yerde eleştirilmesi, Nebati'nin fantastik yaklaşımları, Berak Albayrak'ın muhteşem teorileri gibi gibi.
Sanki ekonomiyi Şimşek bu hale getirmiş gibi bir algı var. Şimşek'in yenen lüks yemeğin faturasını ödediği ya da ödettiği gözlerden kaçıyor. Şimşek'in yaptığı bir nev'i IMF programı.
Böyle olunca da kimse sorunun temeline inmiyor. Yüksek faizi öven bir ekonomist bulamazsınız. Ama ekonomide öyle şeyler yaparsınız ki yüksek faiz gelir yakanıza yapışır. Yani hesap kitap bilmeyen esnaf misali borç yiğidin kamçısı dersiniz, gün gelir borcun altında hem inler hem de inletirsiniz.
Vatandaş ekonomik sıkıntılar altında inlerken siz lüksünüzden taviz vermezseniz tek ümidiniz muhalefetin iç karışıklığından medet ummak olur. CHP bu kadar iç karışıklık yaşarken anketlerde birinci parti çıkıyorsa AK Parti'nin derin derin düşünmesi gerekiyor.
Bırakın AK Parti'nin derin derin düşünmesini mehter takımı gibi iki ileri bir geri adım atıyor. Bazen de şaşırıp bir ileri iki geri atım atıyor. AK Partililer iyi ki varsın CHP diye marş besteleseler yeridir.