Haber Türk'te canlı yayına katılan Odatv yazı işleri müdürü Can Özçelik İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu savunayım derken hukuk bilgisinin yetersizliği nedeniyle İmamoğlu'nun İrtikap suçunu işlediğini belirtti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk operasyonu sonrasında İBB Başkanı İmamoğlu'nun en yakınındaki isimlerden itiraflar birer birer geldikçe birçok bilgi ve belge ortaya çıkmaya başladı.

İBB'ye yönelik yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturmasında tutuklanan, İBB Boğaziçi İmar Şube Müdürlüğü'nde Harita Mühendisi Yakup Öner etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacıyla ifade vermişti. Öner ifadesinde, Ekrem İmamoğlu'ndan yıllık 100 bin dolar tutarında gayriresmi maaş aldığını itiraf etmişti.

Odatv yazı işleri müdürü Can Özçelik İmamoğlu'nun en yakınında bulunan kişiye böyle bir ödeme yapmasının normal olduğunu ve bunun suç olmadığını iddia etti. Özçelik konuşmasında ilk defa savcılığın lehe delil topladığına şahit olduğunu ve bu yönüyle savcılığın görevini iyi yaptığını belirtti.

Özçelik, imar izinleriyle ilgili olarak "Yakup Önerin İmamoğlu'na buralara hukuken izin vermek zorundayız dediğini İmamoğlu'nun da evet haklısın ama sen iş adamıyla görüş belediyeye bir yurt, bir kreş, bir otopark yapsın demiş. Savcılığın bu ifadeleri alıp dosyaya koyması çok önemli, bu lehe olan bir durum. Bunda suç unsuru yok ki." ifadelerini kullandı. Bu ifadeler sonrasında birlikte canlı yayına çıktığı Sinan Burhan da şaşırdı.

Özçelik Türk Ceza Kanunundaki irtikap suçunun ne demek olduğunu bilmediği için savcılığın yaptığını lehe delil olarak değerlendiriyor ve savcılığı övüyor. Halbuki İmamoğlu'nun İmar Müdürü vasıtasıyla yaptığı şey tam da irtikap suçunu oluşturuyor. İmar izni verilmesi gereken kişiler belediyeye karşılıksız kreş, okul veya otopark yapmaya zorlanıyor. İş adamlarına imar izni verilmesi hukuken zorunlu ise bunlardan karşılıksız olarak niçin bu tür işler yapmaları isteniyor?

Bu uygulama belediyelerde oldukça yaygındır. Sadece İBB'ye mahsus bir uygulama olmadığını da belirtmemiz gerekiyor.

Ancak İBB Başkanı İmamoğlu'nun İmar Müdürüne kayıt dışı olarak yıllık 100 bin dolar vermesi açıkça suçtur. En basitinden vergi suçudur. Çünkü kayıt dışı olarak bir kamu görevlisi istihdam ediliyor ve ona kayıt dışı ücret ödeniyor. Bunlar basit gibi görünse de açıkça suçtur. Hele hele bir kamu görevlisinin karşılıksız olarak belediye başkanınca fonlanması başlı başına sorunlu bir durumdur.

TCK irtikap suçunu nasıl tanımlıyor?

Halbuki TCK'nın 250. maddesinde; "Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.

(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kültür ve Sanat Hizmetleri Kolu’nda anlaşmaya varılan kazanımlar açıklandı
Kültür ve Sanat Hizmetleri Kolu’nda anlaşmaya varılan kazanımlar açıklandı
İçeriği Görüntüle

(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir." ifadeleri yer alıyor.

İmamoğlu'nun İmar Müdürü aracılığıyla iş adamlarına karşılıksız olarak işlerinin görülmesini sağlamak üzere yaptırmaya çalıştığı şey açık bir şekilde irtikap suçuna girmektedir. İlerleyen süreçte başka nelere şahit olacağımızı hep birlikte göreceğiz.