Belediyeler mevzuatın en esnek uygulandığı kurumlardır. Bazen bu esneklik mevzuata aykırı uygulamalara kadar gidebilmektedir. Başkanlar ben seçildiğime göre her şeyi yapmaya muktedirim noktasına gelebilmektedir. Aşağıda yer verilen bakanlık görüşü bunun açık göstergesidir.
Bir belediye Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğüne işçilerin müdür kadrosuna vekalet edip edemeyeceğini soruyor. Bu sorunun cevabı çok açık olmasına rağmen belediye böyle bir soruyu sorduğuna göre belli ki başkan personel birimini vekaleten atamaya zorlamış, personel birimi de Bakanlığa görüş sorarak kendini kurtarmaya çalışmış.
Yoksa böyle bir soru sorulmaz.
.. Belediyesi personel şirketinde işçi olarak çalışmakta olan personelin münhal bulunan müdür unvanlı kadroya vekâlet edip edemeyeceği hususunda görüş talep edilmiş. Verilen görüşte şu ifadelere yer verilmiştir:
1982 Anayasasının 128 inci maddesinde, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. …” hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun "Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları" başlıklı 86 ncı maddesinde, "Memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedenleriyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabilir. ..." hükmü yer almaktadır.
99 Seri No’lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde; asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcılarına yoksa asilde aranan şartlara en yakın personele tedviren gördürüleceği belirtilmiştir.
Genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerinin yerine getirilmesiyle görevli birim yetkililerinin 657 sayılı Kanuna tabi Devlet memuru olmaları gerektiği açıktır. Söz konusu istihdam ihtiyacı ya 657 sayılı Kanuna göre istihdam edilen Devlet memurları arasından ya da 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin altıncı fıkrası kapsamında diğer kamu kurum ve kuruluşlarından 657 sayılı Kanunun 68/B maddesinde gerekli şartları sağlayanlar arasından karşılanmalıdır.
657 sayılı Kanuna göre memur ve amir arasında hiyerarşi bulunmaktadır. Dolayısıyla, işçi ve memur arasında ast üst ilişkisi bağlamında bir hiyerarşik kademe bulunmamaktadır. Anayasanın mezkûr maddesinde "genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevleri eliyle" yapılacağı amir hüküm olarak yer almaktadır.
657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinde vekâlet görevlendirilmesinin hangi hallerde yapılacağı ve söz konusu vekâlet işleminin memurlar arasından yapılacağı hükmü yer almaktadır.
Sonuç olarak, 657 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümlerine göre Devlet memurlarınca yürütülmesi gereken müdürlük görevinin vekâleten işçi statüsünde bulunan personel eliyle yürütülmesinin hukuken mümkün değildir.
Bu soru belediye personel birimlerinin ne kadar zor şartlar altında çalıştığını göstermektedir. Bu tür soruları önlemenin en pratik yolu hazırlanacak personel programı ile bütün belediyelerin bu programı kullanmasının sağlanmasıdır. Aksi takdirde belediyelerin devireceği çamların kontrolü mümkün değildir.