Cumhurbaşkanı Erdoğan RabbimizKur'an-ı Kerim'de 'Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder' buyurmuştur." ayetini okusa da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu ayetten pek bir şey anlamamış.
Halk arasında Allah'tan korkmaz kuldan utanmaz diye meşhur bir ifade vardır ya. Siz ne anlatırsanız anlatın bir kulaktan giriyor başka bir kulaktan çıkıyor. Utanma kavramı olmayınca sizin yazıp çizmenizin pek bir anlamı olmuyor. Ancak sadece tarihe not olarak düşüyoruz.
23 Mayıs tarihli Cumhurbaşkanı atama kararnamesi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Destek Hizmetler Daire Başkanlığına Pınar DEMİR ER atanmıştı. Meğer atama tamamen formaliteden ibaretmiş. Er soyadının kimleri çağrıştırdığını anlatmamıza herhalde gerek yoktur.
Bu kadroya çok kısa bir süre öncede Recep Kemal Akyürek vekaleten atanmıştı. Hala aynı kişinin vekaleten göreve devam ettiğini görünce atamanın tamamen formaliteden ibaret olduğunu anladık. Çünkü 2 Haziran tarihinde hala Destek Hizmetleri Daire Başkanı vekili olarak Recep Kemal Akyürek görünmektedir. Anlayacağınız kadro birinde görev başka birinde.
Anlaşıldığı kadarıyla Bakanlık Cumhurbaşkanının yaptığı konuşma sonrasında liyakatin ve emanetin farkına vararak asaleten atanan Pınar DEMİR ER’i emin görmemiş olmalı ki yada emanetle kadroyu biri birinden farklı anlayarak birine kadro birine de görev vermiş görülüyor.
Başka bakanlıklarda da benzer uygulamalara sıklıkla rastladığımız için çok fazla şaşırdığımız söylenemez. Demek ki Cumhurbaşkanının bahsettiği atamalardaki ehliyet ve liyakat bizim anladığımızdan farklı bir şeymiş.
Sonuç olarak işi Recep Kemal Akyürek yapacak maaşı ve diğer özlük hakları ise Pınar DEMİR ER alacak.
Bakan hanım uzun yıllar yurt dışında görev yapınca ister istemez oralardaki örnek uygulamaları Ülkemizde de uygulamaya koyuyor. İşte tecrübe aktarımı böyle bir şeymiş. Ne yapalım durum aynen bu. İşin en acı tarafı ise bütün bu olup bitenler binlerce Bakanlık personelinin gözünün önünde oluyor. Bu personellerin Bakana zerre kadar saygısının kalıp kalmayacağını varın siz düşünün. Sonra da bizi niçin eleştiriyorsunuz diye düşünün durun. Sahi sizi niye eleştiriyor olabiliriz ki? Hiç düşündünüz mü?