Ekonomim'den Mehmet Kaya'nın haberine göre, İşçi tarafında hoşnutsuzluk devam ederken, kamu tarafının sendikaları "hakem ya da imza" baskısı altında bıraktığı belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay ile görüşmesinde net sonuç alınamaması, süreçte işveren yani hükümet tarafının elini güçlendirdi. Yasal olarak sendika ve işyeri bazında devam eden süreçte, sendikalar grev aşamasına gelmeye başladı. İşveren tarafı, eylem ya da grev isteğinin sınırlı olduğu varsayımı altında, işçi kesimini sıkıştırmaya çalışıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türk-İş Başkanı Ergün Atalay'ın görüşmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın gözetimi altında bir çalışma yapıldığı belirtildi. Burada "yapılabilecekler" ve işçi tarafının taleplerinin yaklaştırılmasına yönelik bir çalışma yürütülüyor. İşçi tarafında ise yönetmesi zor bir durum oluştu. Sendikaların kendi işyerlerindeki iş koşullarına yönelik çok çeşitli unsurlar çerçeve bir düzenlemeyi iyice güçleştirdi. İşçi tarafı ile işveren-hükümet tarafı arasındaki derin fark aynı zamanda işçi tarafı için de kabul edilebilir bir zeminden uzaklaşılmasına yol açtı.
Hükümetin teklifi yüzde 22 olacak
Kamu toplu sözleşmelerinde, işçi kanadı Şubat ayında açıkladığı ve işverene verdiği talebinde, birinci altı ay için yüzde 50 ücret artışı yanında, en düşük ücretin günlük 1800TL'ye yükseltilmesi ve altı aylık dilimlerde refah payı artışı istedi.
Buna karşılık işveren tarafı ise ilk teklifinde birinci altı ay için sadece yüzde 16 ile başlamış, ardından yüzde 17'ye yükseltmişti. Pazarlık masasında geçen hafta beklenen üçüncü teklifin gelmemesi üzerine, işçi kesiminin eleştirileri artmıştı. Hükümetin, ilk altı ay için teklifini yüzde 22'ye çekeceği öğrenildi, bu teklifin resmi olarak iletilmesi bekleniyor. Öte yandan, hükümet teklifinde, düşük ücretlerin ayarlanması ve refah payı verilmesine yönelik herhangi bir teklif henüz resmi olarak sunulmadı.