Türkiye’de sık sık tartışma konusu olan “bürokratik acelecilik”, bu kez Cumhurbaşkanlığı Makamı’nı hukuki bir krizin tam ortasına çekti. Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarını artıran Cumhurbaşkanı Kararı’nın, yetki veren kanun yürürlüğe girmeden imzalanması yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

7555 sayılı Kanun, Cumhurbaşkanına motor silindir hacmi, menzil ve batarya kapasitesine göre ÖTV oranlarını belirleme yetkisi veriyordu. Kanun, 24 Temmuz 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Aynı gün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile ÖTV oranları yeniden belirlendi. Ancak kritik bir ayrıntı, hukuki ihtilafın kapısını araladı: Kararın imza tarihi 23 Temmuz 2025, yani kanun yürürlüğe girmeden bir gün önce.

Bürokrasinin hız uğruna yaptığı bu hata, Cumhurbaşkanlığı Makamı’nı gereksiz tartışmaların içine çekti. Hukuken tartışmalı olan bu imza tarihi, “Yetki verilmeden yetki kullanıldı mı?” sorusunu gündeme getirdi. Vergi gibi milyonları ilgilendiren bir konuda, karar sürecindeki bu tutarsızlık, hem idarenin saygınlığına hem de yasama-yürütme dengesine zarar verdi.

Diğer yandan, vergi düzenlemelerinde gösterilen bu acelecilik, bürokraside nitelikli kadroların ne kadar önemli olduğunu da bir kez daha hatırlattı. Kanun yürürlüğe girmeden dayanağı olan Cumhurbaşkanı Kararı’nın imzalanması, sadece hukuki bir tartışma zemin hazırlamakla kalmadı; Cumhurbaşkanlığı Makamı’nı da eleştirilerin hedefi haline getirdi.

Kamu işçilerine sunulan yeni teklifin ayrıntıları belli oldu!
Kamu işçilerine sunulan yeni teklifin ayrıntıları belli oldu!
İçeriği Görüntüle

Sonuç: Bürokratların “hızlı iş yapma” refleksi, devleti yöneten en üst makamı bile zor durumda bırakabiliyor. Şimdi top, hem hukukun hem de siyasetin elinde: Bu kriz nasıl aşılacak?