Anayasa Mahkemesi görülmekte olan bir dava nedeniyle itiraz yoluyla yapılan inceleme neticesinde 657 sayılı Kanunun zamanaşımı sürelerini düzenleyen 127.maddesi ile ilgili önemli bir iptal kararı verdi.
“Zamanaşımı:
Madde 127 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/33 md.)
Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına,
Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.”
Kararda her ne kadar kınama cezası yönünden denilmiş olsa da iptal kararı bütün cezalar açısından hüküm ifade etmektedir. İtiraz yoluyla yapılan incelemelerde Mahkeme itirazın konusunun dışına çıkamadığı için incelemeyi sınırlı tutmak durumunda kalmıştır.
Verilen kararda 9 aylık bir süre öngörülerek kınama cezası açısından iptalle ilgili maddede düzenleme yapılması istenmiştir. AYM, 657 sayılı Kanun'un 127. maddesinin ikinci fıkrasının "kınama cezası" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine oybirliğiyle karar verdi.
Ancak iptal hükmü maddenin tamamını ilgilendirdiği için maddenin tamamı yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca benzer düzenlemeler birçok kanunda da bulunmaktadır. Dolayısıyla yapılacak kanuni düzenlemede sadece 657 sayılı Kanunda mı yoksa diğer kanunlardaki hükümlerle ilgili düzenleme de yapılıp yapılmayacağı bilinmiyor.
İptal hükmünün özüne gelecek olursak şunları ifade edebiliriz.
Verilen bir disiplin cezasının iptali için mahkemeye başvurulduğunda şayet işlem iptal edilmiş ve iptal gerekçesinde başka bir disiplin cezası verilmesi istenmişse disiplin cezası vermek için zamanaşımı süresinin nasıl uygulanacağının belli olmamasına ilişkindir. Yani "hukuki öngörülebilirlik" ve "belirlilik" ilkelerinin ihlal edildiği belirtiliyor.
Mahkeme verdiği iptal kararında Anayasa'nın 2. maddesiyle ilgili olarak şu tespitte bulunmuştur:
"Kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önleyecek nitelikte tedbirler içermeyen, hukuki öngörülebilirlik ve belirlilik ilkeleriyle bağdaşmayan kural hukuk devleti ilkesini ihlal etmektedir."
Halbuki uygulamada bir sorun bulunmamaktadır. İdareler verilen kararlar doğrultusunda 30 gün içerisinde işlem tesis etmek zorunda olup bu doğrultuda da hareket etmektedirler. Yıllardır yapılan uygulamayı iptal etmek çok doğru olmamıştır. Kararın bu yönden sağlıklı olmadığını düşünüyoruz.
AYM Kararı gereğince 657 sayılı Kanunun 127.maddesinin nasıl bir düzenlemeye tabi tutulacağı ise karardan anlaşılmıyor. Çünkü iptal kararı sadece kınama cezası açısından verilmiş olsa da buradaki bütün cezalar için yeni bir düzenleme yapılması gerekmektedir.
Bize göre AYM konuyu tam anlayamamış ve raportörün kısır bilgileri doğrultusunda karar vermiştir.
Karara ulaşmak için tıklayınız.