İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik olarak yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu için her geçen gün çember daralıyor. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan kişilerin verdiği ifadeler İmamoğlu için her geçen günün daha da kötü olacağının sinyalini veriyor. Olaya siyasi denilse de gelen itiraflar aksini söylüyor.

Bu kapsamda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik olarak yürütülen 'Yolsuzluk' soruşturması kapsamında tutuklananlar arasında bulunan İBB Boğaziçi İmar Şube Müdürlüğü'nde Harita Mühendisi olarak çalışan Yakup Öner, etkin pişmanlık kapsamında ifade verdi.

Öner'in savcılıkta verdiği ifadesinde; "2012 yılında Beylikdüzü Belediyesine sözleşmeli mühendis olarak başladım. 2013 yılında evlendim, sonrasında 657'ye tabi memur olarak işe devam ettim. 2014 yılında seçimleri CHP kazanınca, belediye AK Parti'den CHP'ye geçti. Ben de ayrılma kararı aldım. Ekrem İmamoğlu'nu henüz tanımıyordum. Kendisi bana benimle devam etmek istediğini iletti. Ben de sadece danışman olarak devam edebileceğimi söyledim. Kendisi bu teklifimi kabul etti ve kendi uzmanlık alanımda görevime devam ettim. 18. madde imar uygulamaları ve gayrimenkul mevzuatına ilişkin bazı konular dışında hiçbir konu ve dosyayla ilgilenmedim.”dediği belirtiliyor.

Bakan yardımcılarının at yarışı sevdasının sebebi belli oldu
Bakan yardımcılarının at yarışı sevdasının sebebi belli oldu
İçeriği Görüntüle

Öner’in ifadesinde ayrıca; “Ben Ekrem İmamoğlu'yla beraber çalışmaya başladığım dönemden itibaren yaptığım hiçbir işte kendime doğrudan hiçbir menfaat temininde bulunmadım. 2020 yılında Ekrem İmamoğlu'yla yapmış olduğum şifahi anlaşmayla aldığım resmi maaşıma ek olarak 2024 yılına kadar yıllık 100 bin dolar gayri resmi bir maaş daha aldım. Bu maaşı aracısız, doğrudan kendisinden aldım. Bana verilen bu ek maaşın kaynağı ile ilgili bir bilgi yoktur. Kendisine bu paranın kaynağını sormadım. İBB'de yapmış olduğum işin özü bürokratik olarak açmaza girmiş, iş adamları ile İBB'nin bürokratları arasında çözüme ulaştırılamayan konuları taraflar arasındaki görüşmeleri yaparak çözüme ulaştırmak şeklinde olmuştur. Bu görüşmeler teknik bilgi, hukuki alt yapı ve insani ilişkilerimin kuvvetli olmasından kaynaklı başkan tarafından bana verilmiş bir görevdir. Dosya kapsamındaki hiyerarşik yapının içerisinde bulunmadım. Bürokrasiye talimat verme yetkin yoktur. Bana verilen işlerle ilgili hazırladığım raporları doğrudan Ekrem İmamoğlu'na sunuyordum. Bu sunumların neticesinde ya kendisi ilgili bürokratları çağırıp talimatları iletmiştir yada telefonla arayarak talimatını ilgililerine iletmiştir. Benim hiçbir şekilde birisine talimat verme gibi bir eylemim olmamıştır" dediği öğrenildi.

Bu ifadeler sonrasında Savcılık incelemesi daha da derinleşecek ve yeni tutuklamalar gelecektir. Öyle görünüyor ki her geçen gün İmamoğlu'nun ümidi daha da azalıyor. İmamoğlu için yapılan gösteriler de her geçen gün azalıyor. CHP Kurultay'ının iptali halinde ise İmamoğlu için işler daha da karışacaktır.