Uzun süredir bir kamu bankasının genel müdürü gündemden düşmüyor. Katıldığı iddia edilen şampanyalı partilerden ve kullandırdığı iddia edilen kredilerden tutunda bindiği lüks araca kadar her şeyi manşet oluyor ama adamda tık yok. Demek ki bazıları ne yaparsa yapsın koltuğunu koruyabiliyor.
Bu bankaların yönetim ve denetim kurulları ise adeta ilave para alma yerleri haline gelmiş durumda. Yıllardan beridir denetim kurulunda üyelik yapanlar demek ki ne kadar titiz çalışırsa çalışsın eleştirecek bir şey bulamadıkları için orada duruyorlar.
Bunlar arasında hayatlarında bilançoyu görmemiş olanlar ya da bunların analizini bilmeyenler bulunabiliyor. Böyle olunca da huzur bozacak konular tespit edilmiyor ve herkes huzurlu bir şekilde işine gücüne devam ediyor.
Basına yansıyan haberlere bakınca da bunlar denetim kurulu üyeleri tarafından tespit edilmiyorlar mı diye düşüncelere dalıyoruz. Bunlar işini tam yapıyorsa bu haberler nedir yoksa bu adamlara birilerinin görevlerini hatırlatması mı gerekiyor?
Utanma duygusu kamu yönetiminde büyük bir erdem diye eskiden beri söyleyip dururlardı. Bizde böyle olduğuna inanıyoruz. Yıllardan beridir denetim kurulu üyeliği yapıp da görmesi gereken şeyleri görmemek nasıl bir duygu acaba? Doğrusu merak ediyoruz. Demek ki denetim kurulu üyeliğinden alınan huzur hakkı insana başka bir huzur veriyor olmalı ki birçok olumsuzluk bu huzur ortamında görülmüyor.
Huzur hakları gidince acaba bunların huzuru devam edecek mi acaba diye düşünmeden de edemiyoruz.