Türkiye'de sendikalaşma hakkının kullanımının önündeki en büyük engellerden biri, patronların yetki itirazı. DİSK'in raporuna göre patronlar 2012 ila 2024 yılları arasında 146 yetkiye itiraz davası açtı, üstelik bu davaların 581’i yetkisiz mahkemeye açıldı. Ortalama 2 yıl 2 ay süren davalar sonucu 34 iş yerinde tüm üyeler kaybedildi. DİSK, "Yetki itirazı toplu sözleşme sürecini durdurmasın" dedi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısı eleştirilerin odağında Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısı eleştirilerin odağında

DİSK Yönetim Kurulu sendikal hakların engellenmesine ilişkin genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının sendikalar yasasındaki düzenlemelerle ilgili sendikaları görüşmeye çağırdığını ifade etti.

Çerkezoğlu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu Sözleşme Yasası'nın iş yerlerinde sendikal yetki tespit sürecinde hukuki itirazların, iş kolunda yetki belirlenmesinde yüzde 1’lik baraj ve Bakanlığın baraj tespitlerindeki fiili engellemelerin ve grev ertelemesi uygulamasıyla işçilerin toplu sözleşmelerde hak kayıpları yaşadığını söyledi.

Anayasa Mahkemesi, DİSK'e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikasının başvurusu üzerine sendikal yetkiye itiraz davalarının uzaması ve patronlara bu süreçte iş yerlerinde sendikal örgütlülüğü bitirmek için hamle yapma süresi tanımasının hak kaybına yol açtığı kararını verdi. Mahkeme verdiği kararda 6356 sayılı Yasa'nın TBMM ve Adalet Bakanlığına da iletmiş ve mevzuatta yapısal değişiklik yapılması gerektiğini belirtti. Bu kararın duyurulmasının ardından düzenlediği basın açıklamasıyla DİSK yasal düzenleme talebini yeniledi.

Çerkezoğlu, “Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan sendikal haklar, yasal ve fiili engeller nedeniyle kullanılamıyor. Sendikal faaliyetlere ilişkin 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin ürünü olan yasaklar halen korunuyor" ifadeleriyle başladığı konuşmasında Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde Birleşik Metal-İş sendikamızın yetki itiraz davalarının uzun yıllar sürmesinin 'sendika hakkı' ihlali olduğuna karar verdi. Aynı şekilde, Lastik-iş ve Nakliyat-iş sendikalarımızın da uzun yıllar süren yetki tespiti davaları konusu da Anayasa Mahkemesi tarafından sendika hakkı ihlali olarak hükmedildi. Mahkeme, bu kararlarını hak ihlallerinin bir daha oluşmaması adına TBMM ve Adalet Bakanlığına da iletmiş ve mevzuatta yapısal değişiklik yapılması gerektiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesinin yetki tespit davalarının uzun yıllar sürmesinin sendika hakkı ihlali olarak değerlendirmesi sendikal hakların korunması açısından kritiktir" diye konuştu.

"6356 sayılı Yasa'nın 12 yıllık uygulaması maalesef bizi haklı çıkarmış, sendikal hak ihlalleri azalmamış, tersine yeni ihlaller ortaya çıkmıştır. Bugün Türkiye'de toplu iş sözleşmesi kapsamı yüzde 7-8 ve resmi sendikalaşma oranı yüzde 14 civarındadır. Bu oranlarla Türkiye 0ECD ülkeleri arasında son sıralarda yer almaktadır. Sendikalaşmadaki baskıcı ve antidemokratik işleyiş ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller sebebiyle Türkiye her yıl Uluslararası Çalışma Konferansında temel sözleşmelerin ihlali ile gündeme geliyor ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) tarafından yayımlanan Küresel Haklar Endeksine göre, endeksine göre işçi hakları açısından en kötü 10 ülke arasında yer alıyor. Ayrıca ITUC, Türkiye'deki örgütlenme özgürlüğü ihlallerini Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin gündemine taşımaya hazırlanıyor" diyen Çerkezoğlu, sendikal hakların engellenmesinin gelir adaletsizliğinin ve işçi ücretlerindeki düşüşün ana sebeplerinden olduğunu belirtti.

DİSK'in yasal düzenlemelerle sendika, toplu sözleşme ve grev hakkı alanlarında talepleri ise şöyle:

  1. Anayasa'ya ve IL0 sözleşmelerine aykırı antidemokratik sendikal barajların kaldırılarak örgütlenme özgürlüğünün ve sendikal hakların kullanılmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu iş Sözleşmesi Kanunu ve sendikal haklarla ilgili diğer mevzuat başta IL0 sözleşmeleri ve normları olmak üzere, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı (GGASŞ) ile uyumlu hale getirilmelidir. GGASŞ'ye konan çekinceler kaldırılmalı ve GGASŞ kapsamında toplu şikayet başvurusuna olanak tanıyan ilgili protokol onaylanmalıdır.
  3. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan olumlu yetki tespitlerine itirazın toplu iş sözleşmesi prosedürünü durdurmamasını sağlayacak yasal değişiklik derhal yapılmalıdır.
  4. Yetki tespiti için iş yerlerinde referandum uygulanmalıdır.
  5. Toplu iş sözleşmesi yetki tespitine itiraz için açılan yetki davalarında, yer bakımından yetkisiz mahkemelerde dava açılmasının önüne geçilmelidir.
  6. Toplu iş sözleşmesi kapsamının genişletilmesi için mevzuatımızda yer alan "teşmil" mekanizması hayata geçirilmelidir.
  7. Grev erteleme mekanizması bir grev yasağı mekanizmasına dönmüştür. Bu uygulama derhal kaldırılmalıdır.
  8. Anayasa Mahkemesinin grev ertelemeleri ve sendikal hak ihlalleri ile ilgili vermiş olduğu kararlar uygulanmalıdır.