İhalesiz mal ve hizmet alımlarının sıradanlaştığı ve belediyelerin arka bahçesi haline gelen belediye şirketlerine neşter atılma vakti geldi de geçiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde başlayan ve her geçen gün de artarak devam eden yolsuzluk operasyonlarının merkezinin belediye şirketleri olması tesadüf değildir.
Bugünkü operasyonun merkezi de İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketler. Bu operasyonları iktidarın operasyonu gibi takdim etmek işin kavranmadığını ve kolaycılığa kaçıldığını gösteriyor. Zaten kimse ayranım ekşi demez. Ancak ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.
Belediye şirketleri ihale mevzuatını arkadan dolanmak için adeta paravan olarak kullanılmaya başlanmıştır. İktidar veya muhalefet partisi olup olmaması da sonucu değiştirmiyor. Şuan enselenen sadece muhalefet belediyeleri.
Belediye şirketlerinin uyguladığı mevzuatın gevşek olması yolsuzluğa adeta kapı aralamaktadır. İyi niyetle başlayan bir yöntem şuan itibarıyla yolsuzluk üretir hale geldiyse birilerinin oturup buralarda neler oluyor diye sorgulaması ve sıkı tedbirler alması gerekiyor. Anlayacağınız sorun sistemsel hale gelmiştir.
Sayıştay raporlarına yansıyanlara bakılınca belediye şirketlerinin amacının dışına çıktığı açıkça görülecektir. Belediye şirketlerinde yapılan usulsüzlükler incelendiğinde parti ayrımının da olmadığı görülecektir. Anlayacağınız fırsatı yakalayan gereğini yapıyor. Olan ise vatandaşın ödediği vergilere oluyor.
Sonuç olarak zaman kaybetmeden iktidarın bu konuya neşter atması kaçınılmaz hale gelmiştir.
