Genel Müdürlüğün değerlendirmesine göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak görev yapan bir memur; mesai saatleri dışında, herhangi bir şirket ya da işverenle sözleşme yapmaksızın ve telif hakkı kapsamında eser üreterek gelir elde edebilecek. Bu durumda elde edilen kazanç “ticari faaliyet” olarak sayılmayacak ve yasal bir engel oluşturmayacak.
Ancak bu sanat faaliyetinin, bir şirketten sipariş alınarak veya ücret karşılığı özel bir sözleşmeyle yapılması halinde durum değişiyor. Böyle bir durumda, 657 sayılı Kanun’un 28’inci maddesi gereği memurların ticari kazanç getirici faaliyette bulunmaları yasak olduğu için yapılan iş “yasak kapsamına” giriyor.
Gelir getirici faaliyete dair net çizgi
Yayımlanan görüşte, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun telif hakları tanımına da dikkat çekildi. Buna göre; resim, heykel, el sanatı gibi sanat eserleri, memurun kişisel yaratıcılığıyla ortaya çıktığı ve ticari bir işletme faaliyeti şeklinde yapılmadığı sürece, telif hakkı kapsamında değerlendirilecek. Bu şartlar sağlandığında, memurun bu eserlerden elde edeceği gelir “ticari kazanç” değil, telif geliri sayılacak.
Buna karşılık, bir işyeri, şirket ya da kuruluşla yapılan sipariş ve ücret sözleşmeleri ise telif hakkı değil; doğrudan ticari faaliyet olarak değerlendirilecek ve bu durum da 657 sayılı Kanun’a aykırılık teşkil edecek.
Memurlara uyarı
Memurlar, gelir getirici sanat faaliyetlerini sürdürürken; çalışma saatleri dışında üretim yapmaları, herhangi bir işverenle akit bağı kurmamaları ve sosyal güvenlik kaydı oluşturmamaları gerekiyor. Aksi durumda, idari işlem veya disiplin süreciyle karşı karşıya kalabilirler.
Bu görüşle birlikte, memurların kişisel üretimlerini hukuka uygun şekilde nasıl değerlendirebilecekleri ve hangi noktada “yasaklı” ticari faaliyete dönüştüğü daha net hale gelmiş oldu.