Bakan Işıkhan, Türkiye genelinde işçilerin sendikalaşma oranının yalnızca yüzde 15 olduğunu vurgularken, metal sektöründe bu oranın yüzde 19’a çıktığını belirterek, bu durumu övgüyle dile getirdi. Oysa sendikal örgütlenmenin önündeki yasal ve fiili engellerin kaldırılmasından sorumlu olan bakanlık koltuğunda oturan Işıkhan’ın, yüzde 15'i göstererek, yüzde 19 oranıyla övünmesi dikkat çekti.

İşçiler Anayasal haklarını neden kullanamıyor?

Türkiye’de yaklaşık 14,5 milyon işçi bulunmasına rağmen sadece 2,3 milyonu sendikalı. Bakan Işıkhan, metal sektöründe ise 1 milyon 987 bin işçiden yalnızca 382 bininin sendikalı olduğunu, bunlardan da neredeyse 294 bininin Türk Metal Sendikası’na üye olduğunu açıkladı. Sayılara bakıldığında Işıkhan, metal sektöründe dahi 1,6 milyon işçinin örgütsüz çalıştığı gerçeğini göz ardı etti.

Sendikalı işçi oranındaki düşüklük, işçilerin örgütlenme hakkını kullanmalarını zorlaştıran baskılar, işten atmalar ve yasal boşluklardan kaynaklanıyor. Bu tablo karşısında Bakan’ın “ortalamanın üzerinde sendikal bilinç” ifadelerini kullanması anlamlı bulundu.

Başka bir Türkiye mümkün: 1 Mayıs’ta yeni bir yaşam çağrısı
Başka bir Türkiye mümkün: 1 Mayıs’ta yeni bir yaşam çağrısı
İçeriği Görüntüle

Sendikal örgütlenmenin artırılması için yasal düzenlemeler yapmakla yükümlü olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın, böylesi düşük oranları “gururla” sunması ise dikkat çekti. Özellikle taşeronlaşma, güvencesiz çalışma ve toplu sözleşme hakkının fiilen kullanılamadığı sektörlerde işçilerin örgütsüz kalması, Türkiye işçi sınıfının en büyük sorunlarından biri olarak öne çıkıyor.

19 Mayıs gibi anlamlı bir günde genç işçilere seslenen Bakan’ın, gerçek sorunlara işaret etmek yerine mevcut tabloyu “başarı” gibi sunması, gerçeklikten ne kadar kopuk olduğunu ortaya koydu.