Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden yapılan açıklamada, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır denilse de Çelik Üniversite Sistemi Şaibe Götürmez! başlığı altında beş maddede yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.
1— Üniversiteler bir ülkenin aklıdır, vicdanıdır, geleceğe dair en büyük teminatıdır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, üniversite sistemimizin üzerine düşen gölge, toplumun tüm kesimlerinin vicdanını yaralamaktadır.
2— Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada ortaya çıkan tablo, sadece birkaç usulsüzlüğün değil, köklü bir güven krizinin varlığını göstermektedir. Yaklaşık 400 kişinin sahte yollarla profesör ve doçent unvanı aldığı iddiası, sıradan bir skandal değil; üniversite müessesesinin onurunu hedef alan bir darbedir.
3— Bu mesele halının altına süpürülerek çözülemez. Sessiz sedasız yürütülen işlemler, toplumun vicdanındaki yarayı daha da derinleştirir. Eğer ortada bir kara liste varsa, bu liste kapalı kapılar ardında değil, tüm kamuoyunun önünde açıklanmalıdır.
4— Bu sadece bir adli süreç değil; hepimizin ortak onurunu ilgilendiren bir meseledir. Üniversitelerimizin itibarını korumak, gençlerimizin yarınlarına güven vermek ve kamu vicdanını rahatlatmak için şeffaflık artık bir tercih değil, zorunluluktur.
5— Üniversite sistemi şaibe götürmez. Milletin güvenini yeniden tesis etmenin tek yolu, hakikati bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktır.