HABER MERKEZİ / Basına yansıdığı kadarıyla Yunus Emre Enstitüsü'nde birçok usulsüzlük yapıldığı belirtiliyor.

Hatta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün şikayeti üzerine mali konularla ilgili işlemlerden dolayı inceleme başlattığı iddia ediliyor. Bu Enstitünün ismine hürmeten daha dikkatli davranılması gerekirken isminin bu tür şeylerle anılması üzücüdür.

Daha da üzücü olan ise vakıf yönetiminde yer alan koca koca adamların bunca zaman hiçbir şeyden haberdar olmaması yada olmak istememesidir. Ümit ederiz ki görevini hakkıyla yapamayanların bu tür görevlere getirilmemesidir.

2016 yılında Başkan olarak atanan Başkan Şeref Ateş’in 2024 yılının Haziran ayında görevden alınmıştı. Başkan’ın görevden alınmasından sonra da temmuz ayında teftiş süreci başlatılmıştı.

Teftiş aşamaları esnasında başkan yardımcıları kendi istekleri ile görevlerinden ayrıldı. Bunlardan birisi de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın eşi Başkan Yardımcısı Rahmi Göktaş’tı. Bu olay üzerine Bakan Göktaş’ın da derin derin düşünmesi gerekiyor.

Teftiş sonucunda elde edilen bulgularla 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı suç duyurusunda bulunuldu

Üzücü olan ise Vakıf geleneğinin en güzel örneğini oluşturan ve güzel hizmetlere vesile olan Yunus Emre Enstitüsünün adının bu şekilde anılmasıdır. Vakıf malına el uzatılması affedilecek bir şey değildir elbette. Ancak şimdiden kimsenin suçlanması da doğru değildir. Bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir.

Bu skandal Genel Müdürü yerinden eder! Bu skandal Genel Müdürü yerinden eder!

Kesintisiz olarak yıllarca Enstitü Başkanlığı yapan bir kişi usulsüzlükler nedeniyle görevden alınıyor ve hemen soruşturma başlatılıyor. Sonunda da Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. Ümit ve temenni ederiz ki haberler gerçek değildir ve iddiadan ibaret kalır.