Sözcü Gazetesi yazarı Naim Babüroğlu asker kökenli bir kişidir. Bugünkü köşe yazısında yakasına Atatürk fotoğrafı takmayı reddettiği için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen askerlerin mahkeme kararı ile tekrar orduya dönmelerini eleştiriyor. Biz başlığa basit gerekçeler dedik ama bazıları için hayati konularmış.
Babüroğlu yazısında şunları belirtiyor:
“10 Kasım 2023’te Tuzla Piyade Okulu’nda, Atatürk’ü Anma töreninde tarihte bir ilk yaşanır. Bir teğmen, yakasına Atatürk fotoğrafı takmaz. Ve dört teğmen, bu subaya tepki gösterir. İki teğmen de, Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden subayı açıkça desteklerler.
★★★ Tepki gösteren teğmenler dahil, toplam yedi subay Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilir. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun, 18 Ocak 2024’te verdiği kararla...
★★★ Daha sonra... Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden teğmenin, TSK’dan ihraç kararı mahkeme tarafından iptal edildi. Şimdi de... Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden subaya destek veren teğmenin de, göreve iade edildiği ortaya çıktı.
★★★ Oysa... Söz konusu teğmenin ihraç kararının gerekçesi şuydu: “1923’e kadar olan Atatürk’e saygı duyabilirim, ancak 1923 sonrası Atatürk’e saygı duymuyorum. Bir kısım yaptıklarını kabul etmiyorum.” Atatürk’le, Cumhuriyet’le ve vatanın bütünlüğüyle problemi olanlar da, tıpkı bu teğmen gibi... Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te açılan bir parantez olduğunu söylerler.
★★★ Yani... Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyet’e, devrim kanunlarına saygı duymuyor, benimsemiyor. Halifeliğin kaldırılmasını, harf devrimini reddediyor.
★★★ Oysa... Teğmen ve ona destek verenler, asker olurken namusları üzerine yemin etmişlerdi. “Cumhuriyete, doğruluk ve muhabbetle hizmet edeceğime”, “Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim” demişlerdi...
Askerlik Andı’na bağlı olmayan bir asker devleti, vatanı, milleti savunamaz. Atatürk’ün ilke ve devrimleriyle, Cumhuriyet’le problemi olan bir asker, milletin askeri olamaz. Olsa olsa, FETÖ’nün ya da herhangi bir tarikatın müridi olur.
★★★ Askerlik Andı’na bağlı olmayan, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e mesafeli bir asker, ancak ve ancak 1912-1913 Balkan felaketini vadeder. Ancak ve ancak, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimini vadeder.”
Babüroğlu sayesinde ihraç kararının detaylarını da öğrenmiş olduk. Acaba bilmediğimiz bu şekilde başka hangi ihraçlar var? Eğer ihraçlar bu şekildeyse vay başımıza gelenlere.
Yazı baştan sona basma kalıp veriler içeriyor. Tek kelime hukukilikle ilgili bir ifadeye yer verilmemiş. Bu çağda askerleri Atatürk’e saygı duymaya zorlamak pek akla uygun gelmiyor. Hele hele askerleri zorla Atatürk resmi takmaya zorlamak ve bunu da askerlikle bağdaştırmak mümkün değildir.
İnsanların yıllarca emek verdiği kurumlardan askerlikle alakası olmayan konulardan ihraç edilmeleri doğru değildir. İhraç edilme gerekçesine bakıp ta şaşırmamak mümkün değildir. İnsanların geleceğini karartmak bu kadar basit olmamalıdır.
İhraç nedeniyle bu kişiler iki yıla yakın bir süredir işsiz güçsüz bir durumda kaldılar. İhracın Kanunun hangi maddesine sokulduğu dahi belli değil. Bu kararı yargının iptal etmesi kadar doğal bir şey olamaz.
Babüroğlu’na kalsa bu kişiler ebediyen askeriyenin kapısından giremezler. İyi ki bağımsız yargı varda insanlar haklarını arayabiliyorlar.