Gündem

Gelir Uzmanları fazla mesai ödemesinde eşitlik ve adalet istiyor

Getirilen bir düzenleme eşit ve adil bir şekilde uygulanmazsa sonuçları itibarıyla personel arasında huzursuzluk çıkarabilmektedir.

Abone Ol

Kariyer Büro-SEN sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda Gelir Uzmanlarının önemli bir sorununu gündeme taşıdı.

Sendika yaptığı açıklamada, Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatında görev yapan personelin fazla mesai uygulamasına ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’nda yapılan son düzenleme ile denetim faaliyetlerini fiilen daire dışında sürdüren personelin fazla mesai karşılığında alacağı ücret gösterge rakamının 160’tan 300’e çıkarıldığını, aylık ödenebilir azami fazla mesai süresi 50 saate yükseltildiğini ve fazla mesai ücreti verilebilecek personel oranı %20’den %40’a çıkarıldığı ancak bu durumun personel arasında huzursuzluğa yol açtığı belirtti.

Sendika söz konusu düzenlemenin kapsam itibarıyla yalnızca belirli hizmet birimlerini ve görev tanımlarını kapsaması, buna karşılık aynı unvana sahip çok sayıda Gelir Uzmanını bütünüyle dışında bırakmasını eleştirdi.

Sendika vergi dairelerinde denetim tutanaklarının değerlendirilmesi, tarhiyat, tahakkuk, düzeltme-terkin işlemleri, mükellef hizmetleri ve KDV iadeleri gibi teknik ve uzmanlık gerektiren masa başı görevlerde bulunan Gelir Uzmanlarının da bu uygulamadan faydalanması gerektiğini belirtti.

Sendika konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatında görev yapan personelin fazla mesai uygulamasına ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’nda yapılan son düzenleme, kurum bünyesinde sahada fiilen görev yapan personelin uzun süredir gündemde olan taleplerinden birine yönelik önemli bir karşılık niteliği taşımaktadır. Yapılan düzenleme ile yaygın-yoğun denetim faaliyetlerini fiilen daire dışında sürdüren personelin fazla mesai karşılığında alacağı ücret artırılmış; bu kapsamda gösterge rakamı 160’tan 300’e çıkarılmış, aylık ödenebilir azami fazla mesai süresi 50 saate yükseltilmiş ve fazla mesai ücreti verilebilecek personel oranı %20’den %40’a çıkarılmıştır. Bu adım, uzun süredir özlük hakları bakımından çözüm bekleyen bir alanda sınırlı da olsa bir ilerleme anlamına gelmektedir.

Ancak dikkat çekilmesi gereken temel husus, söz konusu düzenlemenin kapsam itibarıyla yalnızca belirli hizmet birimlerini ve görev tanımlarını kapsaması, buna karşılık aynı unvana sahip çok sayıda Gelir Uzmanını bütünüyle dışında bırakmasıdır. Vergi dairelerinde denetim tutanaklarının değerlendirilmesi, tarhiyat, tahakkuk, düzeltme-terkin işlemleri, mükellef hizmetleri ve KDV iadeleri gibi teknik ve uzmanlık gerektiren masa başı görevlerde bulunan Gelir Uzmanlarının bu uygulamadan faydalanamıyor olması, eşitlik ve adalet ilkeleri açısından açık bir sorun teşkil etmektedir.

Kamu gelirlerinin tahakkuku ve hizmetin sürekliliği bakımından masa başında görev yapan Gelir Uzmanları, vergi uygulamalarının hatasız, mevzuata uygun ve zamanında yürütülmesini sağlayan asli aktörlerdir. Özellikle beyanname dönemlerinde ve işlem yoğunluğu yüksek dönemlerde gece geç saatlere kadar süren çalışmalar, büyük ölçüde görünmeyen ama kamu hizmeti açısından vazgeçilmez bir emeği temsil etmektedir.

Üstelik masa başı görevlerini eksik personelle yerine getiren çok sayıda Gelir Uzmanı, buna rağmen mesai saatleri içerisinde zaman zaman saha görevlerine yönlendirilmekte; yani hem masa başı yükünü hem de fiili saha yükünü birlikte üstlenmektedir. Buna rağmen söz konusu fazla mesai ücretinden bütünüyle faydalanamaması, hem görev tanımı hem de uygulama pratiği açısından açık bir eşitsizliğe işaret etmektedir.

Bu durum sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda mesleki aidiyet, motivasyon ve çalışma barışı açısından da risk teşkil etmektedir. Aynı unvana sahip personelin bir kısmına fazla mesai ücreti ödenirken, diğer kısmının tamamen kapsam dışı bırakılması; görev bilinci ve kurum kültürü açısından sürdürülebilir değildir. Bu eşitsizliğin devamı halinde, çalışanlar nezdinde görev adaleti algısı zedelenecek, bu da verimlilik ve hizmet kalitesine olumsuz yansıyacaktır.

Bu noktada sendikamızın yaklaşımı ve talebi nettir:

Gelir Uzmanlığı mesleği; sahada veya masa başında, farklı şekillerde icra edilmekle birlikte, eşit düzeyde kamusal sorumluluklar taşımaktadır. Fazla mesai ücretlendirmesi konusunda yalnızca görev yerinin fiziki niteliğine dayalı bir ayrım yapılması, kamu personel sisteminin evrensel ilkeleri olan eşitlik, liyakat ve hizmette denklik anlayışıyla bağdaşmamaktadır.

Bu nedenle, tüm gelir uzmanlarını kapsayacak şekilde, görev yeri ayrımı yapılmaksızın; fiilen fazla mesai yapan personelin sistem üzerinden denetlenebilir ve kayıt altına alınabilir şekilde fazla çalışma ücretinden faydalanmasını mümkün kılacak ilave bir düzenleme acilen hayata geçirilmelidir.

Ayrıca, mevcut eşitsizliğin giderilmesine katkı sağlayacak tamamlayıcı bir çözüm olarak; uzlaşma huzur ücretlerinden gelir uzmanları ile diğer personelin, Müdür Yardımcısı katsayısı esas alınarak faydalanabilmesinin sağlanması gerektiği kanaatindeyiz. Bu düzenleme, yalnızca mali hakların eşitlenmesine değil, aynı zamanda görevdeki yetkinlik ve katkının liyakat esasına dayalı biçimde değerlendirilmesine de hizmet edecektir.

Kamu kaynaklarının etkin kullanımı, mali disiplinin korunması ve kurumsal motivasyonun güçlendirilmesi, adil ve kapsayıcı bir uygulama sistemi ile mümkündür. Bu düzenlemenin mevcut haliyle kalması hâlinde; çalışma barışı zarar görecek, eşit işe eşit ücret prensibi ihlal edilmiş olacaktır.

Kariyer Büro Sendikası olarak, bu konuda gerekli idari ve yasal girişimleri takip edeceğimizi; adaletli bir uygulama tesis edilinceye kadar konunun kamuoyunda ve yetkili merciler nezdinde gündemde tutulması yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.”